9 Mart 2012 Cuma

La Perla


Adriyatik denizinin masmavi sularıyla kaplı İtalya’nın sahil kenti Fano…
Adriyatik denizinin mavi sularında yaşayan o denize has Blue Fish…
İtalya topraklarına ayak basmak, Fano’dan denizi seyretmek ve taptaze blue fish  yemek …
Blue fish yiyebilmek için akşam dokuz olupta kapanmadan önce bir restaurant bulabilmek…
İngilzce bilmeyen garsonlara İtalyanca bilmeyen bizler tarafından sipariş vermeye çalışmak…
Ansiklopediyi andıran mönüde minik kareler içine koyulmuş yemek fotoğraflarından seçip altlarındaki minicik fiyatlarını büyüteç yardımıyla okumak…
Yuvarlak, çıtır çıtır kızarmış sapsarı patates dilimleri üzerine derya kuzusu gibi yatan blue fish i yani maviş balığını yemek…
Hem de kılçığıyla, derisiyle, kafasıyla uğraşmadan lop et şeklinde servis alarak…
Muhteşem baharat soslu patatesleri yutmak için oyalanarak, cam sürahide gelen buz gibi kolayı yudumlayarak ve susayınca yine cam şişelerden doldurulan mineralli suları içerek…
Ekmek ve kağıt peçete olmayan sofralarda ama şişe şişe zeytin yağının her çeşidinin olduğu bembeyaz keten örtülü, bembeyaz ütü izli bez peçeteli, duvarları çeşit çeşit tablolarla süslü, camları beyaz dantel tüllerle kaplı, sarı loş ışıklı, insanların ağız dolusu konuşup kahkaha attığı restaurant La Perla…
Fano’nun mavi gökyüzü altında uzanan mavi denizine nazır,  bahçesinde açan bembeyaz akşamsefalarıyla bizi karşılayan otelimiz Beaurıvage’e yerleştikten sonra neredeyse kimsesiz ama temiz, sakin ve güvenli sokaklarda ve yine neredeyse tek araçsız, yürüyen insanlar olarak ufak yol kaybetmelerden sonra bulduğumuz, kalabalık ama güzel restaurant La Perla’da kazıklanmak…
Gecenin sessizliğinde yükselen kahkahalarımız Fano sakinlerini uyandırdı mı bilmem? İtalyan işi dedikleri bu olsa gerek; ince detaylarla hazırlanmış, iştah kabartan bir mönü ve altına yazılmış fiyatların altından çıkan daha büyük fiyatlar.  Biz balıkların porsiyonuna 5 euro ödeyeceğimizi sanırken büyüteç gerektiren açıklamalar kısmında 10 gramının 5 euro olduğu yazıyormuş.  Üç balık sipariş edipte iki balığı getirip, bu üç kişiye yeter, dediklerinde anlamalıydık.
Fano’da olmak, balık yemek, aldatılmak, güzeldi…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder