9 Mart 2012 Cuma

Aşkla


  Aşkla başlamıştık, aşıktık. Uzaktaydık ama uzanıyorduk birbirimize. Bağlıydık, yürekten. İlk günden, İlk   andan tutkuluyduk, yanıyorduk.
 
         Acıyordu yalnızken içimiz ama yalnızdık. Günler, geceler boyu ruhumuzda iki kişiyi taşıyorken bedenlerimizde bir'dik. Biz'dik her zaman. Ağırdık, tek bir beden olup çoğul bir yalnızlığı taşıyorduk. Taşıyorduk içimizden gelen seslerle, herkes biliyordu, özlüyorduk. Anlıyordu herkes görünmeyen bağlarımızın ne çok anlatılır ne çokta anlatılmaz anlam taşıdığını.
 
       Yumuyorduk gözlerimizi, açılıyordu aydınlığımız. Uzaktan gelen nefes alışlarımız, nefes verişlerimiz sadece içimizden çıkan seslerimiz... Yetiyordu, yetiniyorduk. Seviyorduk. Birbirimizi de, geceleri dolduran nefeslerimizi de. Sayıyorduk günleri, geceleri. Birbiri ardına geçen nicesinden sonra vardı, bir yerlerde sarılabilme müjdesi. Bekliyorduk her uyanışta, ne zaman geleceğini bilmediğimiz müjdeli günleri.
 
      Bir bizli bir bizsiz geçiyordu günler. Aşıktık. Bekliyorduk. Aşkın yarısı mı beklemekti, tamamı mı? Belki de hiçbiri? Biz aşkı beklemiyorduk ki. Zaten aşıktık. Beklediğimiz sadece birbirimizdi. Tuhaftı, bu kadar ağırdı beden, bu kadar ağırdı ruh ama değerdi. Değerliydi kavuşma anı, değerdi...
 
      Yolun başındaydık, yarıladık. Neye göre yarımdı? Yarım mıydık hala? Yaramaz mıydık bir aşka? Yoksa yarıda mıyız hala? 
   
      Kalabalıklaşmasın istiyordum ruhun, bedenin. Bana ait olan, bana ait kalmalıydı.
 
      Kalabalıklaşmasın istiyordum ruhum, bedenim. Sana ait olan, sana ait kalmalıydı.
 
      Yarısı ya da tamamı… Durduğumuz yer güzeldi, güzel kalmalıydı. Aşk büyülüyordu geçtiği her yeri. Büyüsü bozulmamalıydı. Kavuşmalar sevinç, ayrılıklar gözyaşı, hüzünler hüzün, sevinçler sevinç kalmalıydı. Zaman hiçbirine dokunmamalıydı. Sen giderken yine beni götürmeliydin, ben ardından gözyaşı dökmeliydim.
 
      Neresinde olursak olalım, aşkla başlamıştık, aşıktık. Özlemler yerini başka şeylere bırakmamalıydı. Sarılmalar, özleyişler hep aynı sıcaklığında kalmalıydı. Kokunun burnunda, burnumda, tütüşü kalmalıydı. Kalmalıydık yüreğimizin hep aynı en kuytu, gizli köşesinde.
 
     Gözlerimizin gördüğü kadar biz, beden olmalıydık. Doyulmaz, doyumu olmaz tat tenimizde yaşamalıydı. Dokunuşlar her bir zerrede elimizi yakmalıydı. Hasret ki o, yanımda yattığında bile dinmemeliydi.
 
     Biz, biz'dik. Bir'dik. Birbirimiz içindik. Hayata tutunmak aşk içindi. Bekleyişler, uğraşlar ve gözyaşları kavuşmalar içindi. Yan yanayken özlem, hasretleri pekiştirmek içindi. Aşk içindi!
 
     İçimizdeki her zerre, her ağırlık, her hafiflik aşk içindi!
 
     İçimizdeydi tutkumuz, tutkumuza bağlı her bir yanlışımız, doğrumuz!
 
     Yanlışlarımız aşkımız içinse doğru, kendimiz içinse yanlıştı.
 
     Doğrularımız kendimiz içinse yanlış, aşkımız içinse doğruydu.
 
    İçimize doğru, doğruyduk, aşkla başlamıştık, aşıktık... 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder